Fenerbahçe Galatasaray Derbi Analizi

Ligin zirvesindeki iki takım için de birinci hedef yenilmemek ikinci hedef belki kazanmaktı bu sahaya yansıdı. Fenerbahçe zaten liderdi Galatasaray’da aynı puanda deplasmana gittiği maçta kaybetmek istemedi.

Haftanın gündemini meşgul eden Fred ile başlayalım. Kayserispor maçında 90+9 sebebi belirlenemeyen bir biçimde direkt kırmızı kart görerek derbide cezalı hale geldi ve hakem kararlarının bir kez daha sorgulanmasına neden oldu. Peki Fenerbahçe bu derbide Fred’in yokluğunu hissetti mi?

Cevap evet çok fazla. Fred Fenerbahçe’nin bağlantı oyuncusu pozisyonunda ve bu takım Fred ile çıktığı bütün maçları kazandı. Bu yüzden Fred’in olaylı kırmızı kartını bütün taraftarların derbi öncesi bir sabotaj olarak düşündüğünü biliyorum. Burada baskı yine hakem ve federasyonun üstüne akıyor.

İsmail Kartal Fred’in yokluğunu telafi edecek bir oyuncuya sahip olmadığı için takım kadrosunda hatalar yaptı.

Ligin başından bu yana yüksek performans ile oynayan İrfan’ı sağ kanattan alıp Fred’in 8 numara pozisyonuna çekti. Sağ kanada da Cengiz Ünder’e şans verdi.

Bu neden hataydı? Cengiz Ünder sezon boyunca sakatlık nedeniyle forma şansı bulamadı. Bu kadar formsuz bir oyuncuyu bir maç önce yarı devre iyi oynadı diye derbide ilk 11 de oynatamazsınız. Neden? Çünkü hem İrfan’ın formundan faydalanamamış olursunuz hem de formsuz Cengiz’in kanadında zaaf verirsiniz. Nitekim Barış Alper Cengiz eşleşmesinde kazanan Barış Alper oldu. Devre arasında da Cengiz oyundan alındı.

Diğer yandan İrfan orta sahada Fred gibi oyunun iki yönünü oynayamadığı için Fenerbahçe ilk yarı orta sahayı kaybetti ve topu rakibine verdi. Bu ilk yarı kaybedilmiş bir devreydi.

İkinci yarı olması gereken değişiklik yapıldı ve İsmail ilk 11 de başlaması gereken maçı ikinci yarı oyuna girerek etkiledi. İrfan sağa İsmail ortaya gelince ilk yarı Torreira ile orta sahada üstünlüğü yakalayan Galatasaray ile oyunu dengeleyerek birkaç zayıf şans yakaladı.

Sol kanatta formda olan iki oyuncu kanadın tıkanmasına neden oldu. Ferdi ve Boey ligin en iyi Bek oyuncuları olduklarını ispatlarcasına sol kanadı mücadele merkezine çevirdi ve bu kanat oyun içinde hiç açılmadı. İleri uçlarda Galatasaray İcardi’nin formsuzluğunda etkili olamadı. Fenerbahçe Dzeko çok istekli olsa da sıkı markaj altında fırsat yakalayamadı.

Bütün bu vasat performansların üstüne takımlar iyi savunma yapınca oyun ortada asılı kaldı.

Ancak hepsinden fazla oyuna etki eden bir şey vardı. Bu sezon Kadıköy de kazanan tek takım olan Trabzonspor’un oyun taktiği olan oyunu soğutma, sert futbol ve faul ile ritim kazandığından etkili olan Fenerbahçe’nin ritim kazanmasına izin vermemek ve topu oyuna yavaş sokarak oyunun yavaşlamasını sağlama taktikleri Galatasaray tarafından da uygulandı ve bu oyun tarzı da tuttu. Buna da biraz hakem çanak tuttu.

Şimdi oyunu en etkileyen kişiye gelelim. Hakem. Bu maçta tam 45 kez faul düdüğü çaldı. Bu her bir dakikada 1 kez oyunun faul sebebiyle durması anlamına geliyor. Buna taç atışlarını, out atışlarını vs eklediğinizde ortalama 23 saniyede bir oyun bir sebeple durdu. Üşenmedim sizin için hesapladım. Bu şekilde de top oyunda kaç dakika kaldı dersiniz? Sadece 43 dakika. 90 dakikalık bir maçta 43 dakika futbol oynandı. Üzgünüm ama futbol oynanmayan bir ortamda gol olması veya takımların herhangi bir oyun karakterini sahaya yansıtması zaten mümkün değil.

Burada yurt dışından örnek vererek yazımı tamamlayayım. Avrupa maçlarında ortalama oyunda 10-20 faul olur. Bu fauller için 4-5 sarı kart ve bir kırmızı kart verilir. Yani öyle kafana göre sonsuz sayıda faul yapamazsınız. Bu durum bizde geçerli olsaydı bu derbide en az 3-4 kırmızı kart çıkardı. Sizce kimler çift sarı karttan kırmızı kart görürdü. Burada değerlendirmeyi size bırakıyorum.

Web

Instagram

Facebook

X

Linkedln

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir